Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Antalya Şubesi Kadı Mühendisler Komisyonu, 8 Mart dolayısıyla yayımladığı mesajda 6 Şubat’ta yaşanan depreme dikkat çekti. Yapılan açıklamada, bu yıl 8 Mart’ın kutlama değil, depremzede kadınlar öncelikli olmak üzere ezilen, sömürülen, şiddete uğrayan tüm kadınlarla dayanışma günü olarak kabul edildiğine vurgu yapıldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dünyadaki birçok ülkede kadınlar, toplumsal yaşamın her alanında ayrımcılıklara ve şiddete maruz kalmaktadır. 8 Mart 1857 yılında New York’ta konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan işçilerin, insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı başlattığı grevi kırmaya yönelik saldırı sırasında çıkan yangında birçok kadın işçinin yaşamını kaybetmesi üzerine kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılıklara, kadını toplumda ve aile içinde eşit bir birey olarak görmeyen, yok sayan çağdışı zihniyetlere, kadını sömüren, aşağılayan, yok eden sisteme karşı direnişlerinin başlangıcı olmuş ve emekçi kadınlar günü olarak tüm dünyada kutlanmaya başlanmıştır.”
ACIMIZ SONSUZ
“Ne yazık bu 8 Mart’ı Dünya Kadınlar günü olarak kutlayamayız. On ilimizde 6 Şubat’ta yaşanılan ve binlerce insanımızın yaşamını kaybetmesine, bir o kadar yurttaşımızın enkaz altında kaybolmasına neden olan deprem felaketi nedeni ile acımız sonsuz. Ülkemiz deprem ülkesi olarak tanımlanmasına rağmen bugüne kadar yaşanılmamış bir felaket ile karşı karşıya kaldık. Deprem kadın erkek, çocuk, genç yaşlı demeden on binlerce yurttaşımızı aramızdan aldı. Bu yüzden, 2023 yılında 8 Mart’ı kutlama olarak değil, kadınlar arası dayanışma günü olarak kabul etmekteyiz. Biz kadınlar, yaşamımız boyunca kadınlarla erkeklerin yaşamın her alanında eşit olmalarının hedefleyerek mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz.”
‘ŞİDDETE HAYIR’ DERKEN ŞİDDET GÖRDÜK
“Biz neler istedik? Nüfusumuzun yarısını teşkil eden kadınlarımız karar mekanizmalarında, aktif siyaset içinde, demokratik kitle örgütlerinde, iş yaşamında yeterince temsil edilsin, kadınlara işyerlerinde kreşler açılsın, kadınlar çalışıp evinin ekonomisine katkı koysun, iş başvurularında ayrımcılıklarla karşılaşmasın, iş yaşamında ve aile içinde mobbinge, ayrımcılığa ve şiddete uğramasın, erkekler tarafından yaşam hakkı elinden alınmasın diye mücadele ettik. Bu amaçla her 8 Mart’ta alanları doldurduk. “Kadına şiddete hayır” diye haykırdık. Zaman zaman “şiddete hayır” derken, şiddet gördük. Oysa elimizde karanfiller ile masum ve anayasanın hak olarak tanımladığı gösterilerdi bunlar. Kadınları toplumsal hayat dışına itmeye çalışan, cinsiyetçi, ayrımcı politikalar ve uygulamalardan vazgeçilmesini talep ettik yıllarca. Çocuk yaşta evliliklere karşı çıkarak, kadını sadece ailenin bir parçası gören, politik ve kültürel anlayışların terkedilmesi, kadının eşit ve özgür birey olduğunun kabul edilmesiydi istediğimiz. Bu nedenle haykırdık, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” diye.”
KUTLAMA DEĞİL DAYANIŞMA GÜNÜ
“Ancak 6 Şubat’tan bu yana depremin kadınlar üzerindeki etkisi bizim baş sorunumuz oldu. Tabii ki tüm insanlar barınaksız, soğukta sokaklarda kaldı. Ancak kadınlar ek olarak beden sağlıklarının olmazsa olmazı, hijyen gereksinimleri olmaksızın yaşamak, ailesine, çocuklarına daha fazla sahip çıkmak zorunda kaldı. Enkaz altında, tıbbi desteksiz doğum yapmak zorunda kaldı, bebeğini kucağına alıp sütünü veremedi. Savaşlar gibi felaketlerin de en fazla kadınları etkilediğini gördük. Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Kadın Mühendisler Komisyonu olarak; Cumhuriyet devrimlerinin biz kadınlara tanıdığı kazanımlarından ödün vermeyeceğimizi yinelerken; yurtta ve dünyada barışı temel yaşam ilkesi kabul ettiğimiz gibi, felaketlere hazırlıklı bir ülke ve depremlere karşı korunaklı yaşam merkezleri hayaliyle; bu yıl 8 Mart’ı kutlama değil, depremzede kadınlar öncelikli olmak üzere ezilen, sömürülen, şiddete uğrayan tüm kadınlarla dayanışma günü olarak kabul ediyoruz.”