Antalya’da, Antalya Tabip Odası (ATB) başta olmak üzere, sağlık emek ve meslek örgütlerinin katılımıyla Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde açıklama yapan sağlık çalışanları, 14 Mart Tıp Bayramı’nı hakları için mücadele ederek geçirdiklerini vurguladı. Kötü çalışma koşullarına karşı sadece haklarını istediklerini ifade eden sağlık çalışanları, ‘Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde, Emek Bizim Söz Bizim’ diyerek mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti.
KARANLIĞA İNAT BİR ARADAYIZ
Antalya Tabip Odası adına açıklama yapan Başkan Prof. Dr. Nursel Şahin, sağlık çalışanlarının emeklerinin önemsenmediğine vurgu yapılarak, “Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Ancak bugünü bayram tadında geçirmemiz gerekirken, ne yazık ki yine G(ö)rev’deyiz ve yine haklarımız için mücadele ediyoruz. Aylardır sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Aylardır yürüyüşlerle, forumlarla, nöbetlerle, görevden göreve koşarak taleplerimizi haykırıyoruz. Haklarımız için sürdürdüğümüz mücadelede, karanlığa inat hep beraber bir aradayız. Toplum sağlığını korumak bir yana, daha da riske atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri ne bizim emeğimizi ne de toplumun sağlığını umursamaktadır. Ancak iş özel sağlık işletmeleri ve zenginleri korumaya gelince ise hiçbir sınır tanımamaktadır. Salgın döneminde dahi bu anlayıştan vazgeçmemişlerdir. Yüz binlerce insanımız, yüzlerce hekim, sağlık çalışanı yaşamını yitirirken; onlar sağlık sisteminin, şehir hastanelerinin güzellemeleriyle günlerini geçirmiş; bunca emek ve fedakarlığımıza rağmen bir de bizlere gidiyorlarsa gitsinler demişlerdir” dedi.
EMEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Dün olduğu gibi yarın da alanlarda olacaklarını belirten Şahin, “Öncelikle ve bir kez daha vurgulamak isteriz; salgının en zor günlerinde, bilimsel olmayan salgın yönetiminize rağmen biz tüm fedakarlığımızla buradaydık; önceden de olduğu gibi yarın da burada olacağız. Beyaz yürüyüş, Beyaz Forum, Beyaz Nöbetlerle acil taleplerimizin karşılanmasını, sesimize kulak verilmesini defalarca istedik. Bilmenizi isteriz ki; siz emeğimizi ve bizleri görmezden gelmeye devam ettikçe; bizler de tüm haklılığımızla sizin karşınızda durmaya, emeğimize geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. 15 Aralık’ta ve 8 Şubat’taki Beyaz G(ö)revlerde Aile Sağlığı Merkezlerinden Üniversite Hastanelerine, Türkiye’nin dört bir yanında tüm sağlık kuruluşlarında emeğimize sahip çıkacağımızı gösterdik. Bizi duymazdan, görmezden gelip yok sayanlara; sesimize kulaklarını tıkayanlara; ‘Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Gerekirse yurtdışından ülkemize dönmek isteyenleri davet eder, istihdam ederiz’ diyerek bizi değersizleştirenlere karşı emeğimize, mesleğimize, geleceğimize hep birlikte bir kez daha sahip çıkmak için artık G(ö)rev zamanıdır” diye konuştu.
HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ
Oyalama değil haklarını istediklerini vurgulayan Şahin, “Sağlık Bakanı bizlere bayram mektubu göndermiş. Nasıl bayram mektubuysa artık; ‘Haklarımız, taleplerimiz konusunda geliştireceğimiz dilin, tutumdaki üslubun mesleğin doğasıyla örtüşmesi gerekir’ demiş. Haklarımızı nasıl talep etmemiz gerektiğini söylemiş. Hekimler düşmanlaştırılmış, yalnız bırakılmış, koskoca devasa büyüklükte hastaneler içine hapsedilmiş, ücretli köleler haline getirilmiş. ‘Giderlerse gitsinler’ denilerek kapı gösterilmiş. Yoksulluk sınırının altına mahkûm ettikleri hekimleri, açlık sınırının altında ücretlerle yaşamak zorunda bıraktıkları emeklileri, kölelik koşullarında çalışmaya zorladıkları gencecik meslektaşlarımızı dilindeki şiddetle ananlar bizleri her gün şiddetle karşı karşıya bıraktılar. ‘Sorunların aşılması zor değil, aşılması kolay sorunlar olduğuna, gerekli emeğin sarf edildiğine inanmanızı istiyorum’ diyenlere soruyoruz; Zor değilse neden bu zamana kadar tek bir adım atmadınız? Oyalama değil, lütuf değil hakkımız olanı istiyoruz” ifadelerini kullandı.
MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ
Mücadelelerinde toplumdan destek beklediklerini belirten Şahin, şöyle konuştu: “Biliyoruz; sorunlarımızın çözümü ancak kendi mücadelemizle olacaktır. İşte bu nedenle emeğimiz için, haklarımız için, sağlığımız için, acil taleplerimizin karşılanması için 14-15 Mart günlerinde tüm Türkiye’de, bütün sağlık kurumlarında G(ö)rev’deyiz. Bizleri mutsuz, hastaları mağdur eden; sağlığı ticarete, hastaları müşteriye, hastaneleri ticarethanelere dönüştüren sağlık anlayışı iflas etmiştir. Bizleri artık sağlık hizmeti veremez hale getiren bu çalışma koşullarının sürdürülemez olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürüklenirken, tüm bu yaşadıklarımızın sorumlusunun yıllardır uygulanan yanlış sağlık politikaları olduğunu biliyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadığımız bu çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete artık tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı. Oyalama istemiyoruz. Daha fazlasını değil, yalnızca hakkımız olanı istiyoruz. Şiddetin olmadığı, malpraktis baskısı altında ezilmediğimiz insanca çalışma koşulları, emekliliğimize yansıyacak insanca ücret istiyoruz. Halkın sağlığı için en az 20 dakika muayene süresi ayırabildiğimiz, hastaların aylarca randevu sırası beklemediği nitelikli sağlık hizmeti sunmak istiyoruz.
Yaşama adanmış bir mesleğin onurlu mensupları olarak; hakkımızın gasp edilmesine, kötü çalışma koşullarına, sefalet ücretlerine karşı ‘Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde, Emek Bizim Söz Bizim’ diyerek mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu haklı ve onurlu mücadelemizde; bütün hastalarımızın, toplumun desteğini bekliyor; sağlığımıza birlikte sahip çıkmaya davet ediyoruz”.
Sağlık çalışanları, açıklamanın ardından Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı.