Dün ve bugün Antalya’da çıkan yangınlar, özellikle Aksu’da, maalesef birçok alanı küle çevirdi. Gün boyu yangın söndürme ekipleri, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar el ele vererek alevlere karşı büyük bir mücadele yürüttü. Neyse ki, can kaybı olmadan yangınlar kontrol altına alındı.
Ancak bu süreçte yaşananlar, geride yangının harladığı alevlerden bile daha yakıcı sorular bıraktı.
Antalya’da ormanlar yanarken, şehrin bazı noktalarında hala açılış töreninde pozlar verilmesi, kamuoyunda haklı tepkilere yol açtı. Yangının gölgesinde açılış yapmak, kelimenin tam anlamıyla “zamansız bir şov” oldu.
Ama asıl tepki, yangın bölgesine “izlenme” hevesiyle giderek “kuru kalabalık” oluşturan bazı vatandaşlara.
Yangınla mücadele edenlerin önünde engel olan, ellerinde telefonlarıyla sadece video kaydeden o kuru kalabalık, yangının gerçek kahramanlarına değil, kendi egolarına hizmet etti. Onların izlenme hevesi, yangından daha tehlikeliydi.
Sözün özü, yangın bölgesinde iki insan tipi vardı:
Biri yangını söndürmek için ter dökenler, diğeri kendi reklamını yapmak için poz verenler.
Birinin sırtından duman yükseldi, diğerinin ise sadece egosu kabardı.
Antalya’nın ormanları elbet toparlanır, ama insanın içindeki bu boşluğun nasıl yeşereceği hala kocaman bir soru işareti.